Dengesiz ve gelgitliyim
fazla yaklaşma ne olur
Can yakar
hissizliğim..
Kötüyüm
Karanlığım
Çirkinim..
Değersizliğimden
Ölmek
Üzereyim..
Pamuk ipliğinde geziniyiorum
kurulu düzenim yok benim
Depremlerdeyim
Dengesizim
Gelgitliyim..
Sewme beni ne olur beterinde beteriyim
gelirim derim gelmem
gelmem derim
dunyami sererim..
Ben bile korkuyorken kendimden
eger sen korkmazsan benden
işte o zaman hayatinin en çıkmaz lekesiyim..!
Dokunma bana kirlenmesin ellerin
Lanetlenmişlerin en lanetiyim..
Dünüme aldanma
geçmişim yok benim
yarinim belirsiz
Kendimi kaybettim
Benliğim benden habersiz
Issiz ve karanlık caddelerdeyim
Dengesiz ve gelgitliyim..
Gülüşüme aldanma
iki saniyeliktir..!
ertsi acı
ertesi keder
ertesi hüzün
ertesi ölüm
ertesi gözyaşıdır
gülüşümün...
.........ve seni seviyorum GÜLÜM.............
Çaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi,
ilk defa sevmenin tarif edilemez korkuları içindeyim.
uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında;
seni düşünüyor ve korkularla yine sana doğru koşuyorum.
hep aynı soru düşüncemde ya sevrsem? ....
ozaman neler olabileceğini düşünmek korkutuyor beni.
ilk defa yenileceğimi anlıyorum;
karşımda kendinden emin gözlerin,ellerin ve dudakların bunu söylüyor bana.
seni tanımadan geçen bütün yıllara lanet ediyorum.
önceleri hiç bilmediğim adını şimdi binlerce kez tekrarlıyor dudaklarım.
ğözlerin gözlerime takılınca,güçsüzlüğüm geliyor aklıma; beni sevmediğin,sevemeyeceğin ozamanlar öylesine yıkılıyorum ki bilemezsin.
insan nasıl gök yüzüne baktığında bu sonsuz evrende küçük ve çaresiz
bir yaratık olduğunu anlarsa,
senin yanında da aynı şeyleri düşünüyorum.
gün oluyor mavilerde,gün pluyor kırmızılarda,gün oluyor karalarda yaşıyorum seninle.
dudaklarımdan çıkan her kelime suya bir taş atılmışçasına büyüyor içimde.
nereye gitsem kulaklarımda o yarı,yarı çocuksu sesin,sonra kendine has kokun...ve o gözlerin; bir akşam üstünün serin hüznünü getiren gözlerin.
görebildiğim,duyabildiğim her şey bana seni sevmemi söylüyor.....
uzaklaştıkça yaklaşıyorum sana;
işin en kötüsü yaklaştıkça da uzaklaşmaktan korkuyorum.
belkide hiçbir zaman sana sevdiğimi söyleyemeyeceğim,
ne sana ne de senden başkasına..............
düşün ki çoğu zaman kendime bile söyleyemiyorum.
sanki söylediğim anda her şey bitecek ve bu emsalsiz büyü
bozulu verecekmiş gibi geliyor.
bir insanın kendini aldatması güçtür bilirsin.
bu sevmek korkusunun aslında çok sevmek olduğunu biliyor
fakat anlatamıyorum.
galiba asıl korkumuz sevmek değil.....
onun arkasıne gizlediğimiz sevilmemek kokrkusu! ........
küçük küçük aldanmalarla kendimizi avutmaya çalışıyor,
düştüğümüz çıkmazda bir teselli arıyoruz.
kimbilir belki de karşılıklı bir oyun oynuyoruz seninle.
belki de aynı korkular içerisindeyiz ama birbirimizden haberimiz yok........
ve sevmek seni,alabildiğine sevmek,
hiç bir şeyi umursamadan,
bütün karanlıkları hiçe sayarak sevmek.......
tutmak ellerinden,o derinlere inmek,gitmek oralara,o yerlere.......
orada hep sen olmak, seni yaşamak........
ve olduğun yerde bile seninle sensiz olmamak! ........
sonrada sensiz yapamadığımı söylemek sana.......
susmak....susmak.............
korkudan ölünceye kadar susmak.........
şimdi sevginin bataklığındayım
ve korktukça biraz daha saplanıyorum.
bakışların biraz daha derine çekiyor beni,
yavaş yavaş boğuluyorum...................
.........ve seni seviyorum GÜLÜM.............
Seni SevmeK
Seni sevmek, bu kentin tozlu, soluk ışıkları ruhumu ısıtırken, aynı gecenin yıldızları altında seni deliler gibi özlemekti...Seni sevmek, direnmekti sevgili! Güçsüz olanı acımasızca yok eden bu kentin hoyratlığına ve senin için, artık inanmaktan çoktan vazgeçtiğin, yaşadığın hayalkırıklıklarıyla çok uzun zamandır kaybettiğin o aşk duygusunun gerçekliğinin canlı ispatı olmaya direnmekti.Kalbine inançla aşk tohumları ekmekti, seni sevmek.Seni sevmek, o yitirdiğin aşk şarkısı adına, sana umut vermekti…
Seni sevmek, ait olduğun gökyüzünde seni özgür bırakmaktı…Koparmamaktı, kanatlarını…Sevmek, çocuksu bir saflıkla, tek vazgeçemeyeceğinin ben olduğuma kendimi inandırarak, hayatına boyun eğmekti…
Sevmek, seni değil, çocukluğumu, düşlerimi, kendimi aldatmak olmuştu artık…Bana bağlanan masum aşkları, seninle aldatmak olmuştu.Kimseye veremedim yüreğimi.Ne zaman baksalar içime, yüreğimin kırık aynasında kendilerinin değil, senin yüzünün aksini gördüler hep.Sessizce çekip gittiler.Fark etmedim bile gittiklerini…
Gittin…
Seni sevmek, bensiz akıp giden hayatına bir yabancı gibi uzaktan bakmak oldu çoktandır…Şimdi, bu acıya bir son vermesi, kendisini terk etmesi, sonsuzluğa bırakıp gitmesi için birbirine yalvaran iki yüreğiz artık…”Ayazda İki Yürek” gibiyiz…Sen, benim şizofren aşkımsın…Bense, senin sızlayan vicdanın…”
Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim
Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim
Parlak bir inciydin benim için
Paha biçilmez bir inci
Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde
Seni düşünürken gülüşündeki sıcaklığın içime dolup da
Beni sardığı bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyun, siyah saçların yada kara gözlerin
Güzel bir yüzün var diye değil
Fikirlerinle,konuşmandaki güzelliğin ve benim o kor halde yanan
yüreğimle
sevdim
Ben seni derinden ve hissederek sevdim
Her kalp atışımda vücudumun dört bir köşesine yayıldığını
Beni sardığını her nefes alışımda ciğerlerime işlediğini bilerek sevdim
Seni kış gecelerinin o soğuk yatağında birlikte uyuyup beni ısıttığın
Yaz sıcağında uyuyamayıp sıkıntılarım olduğun
Ve rüyalarımda buluştuğumuz gecelerde sevdim
Seni ellerinden tutup kanımın kaynadığı
Kalbimin yerinden fırlayacağını hissettiğim anlarda
O ıslak dudaklarınla beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek
sevdim
Ben seni o sensiz anlardaki boş ve değersiz geçen dakikalarda
Kayıp zamanlarımızda, seni arayıp bulamadığım
Çaresizlik içinde olduğum,içki sofralarını dost bildiğim anlarda sevdim
Sen ne kadar uzak olsan da,
Aramızdaki kilometreler nasıl çoksa
Bende seni o kadar yoğun ve o denli çok sevdim
Seni kalbimde yanan ateşin ile
Zihnimde oluşan hayallerin o ay parçası çehrenle
Bana derinden bakan o gözlerindeki ışıltıyı göreceğim anları beklerken
Kalbimin yanıp tutuştuğu anlarda
Gelip o bu ateşi alevlendirerek
Bana sarılarak beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim
Korkuyorum!
Hakkettiğin mutluluğu sana verememekten korkuyorum.
Seni beni sevdiğinden fazla sevememekten korkuyorum.
Senin sevgine layık olduktan sonra başkaları tarafından o sevgiyi
kaybetmekten korkuyorum.
Seni kazandım derken kaybetmekten korkuyorum.
Aramızdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum.
Senin kalbini daha fazla kırmaktan korkuyorum.
O temiz ve masum göz yaşlarını daha fazla akıtmaktan korkuyorum.
Evet korkuyorum;
seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten ...
Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum.
Yada yanlış anlaşılmaktan korkuyorum.
Uçurumun kenarında yalnız kalmaktan korkuyorum.
Dostluğuna doyamadan uluorta yalnız kalmaktan korkuyorum.
Yüreğimdeki o ince sızının bir gün çoğalmasından ve beni sarmasından
korkuyorum.
Sevgi denen güzelliğinin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum.
Dostluğun ölüp yerine nefretin yeşermesinden korkuyorum.
Korkuyorum evet;
seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten...
Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kıyamıyorum uzaktan
seyrediyorum
çünkü;
Seni daha fazla incitmekten korkuyorum.
Ömründe yaşadığın mutluluğu huzuru sana yaşatamamaktan korkuyorum.
Sana kalbimden fazlasını verememekten korkuyorum.
Sonunda sana gözyaşından başka bir şey bırakamamaktan korkuyorum.
Seni sevmekten degil;
dostluğunu suiistimal etmekten,
Seni kaybetmekten ve değerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap
verememekten korkuyorum.
Belki de çok fazla korkuyorum ...
ÇÜNKÜ; BEN iLK DEFA SEViYORUM...
Her şeyi sana yazdım seni de her şeye...
Her şeyi sana yazdım
seni de her şeye...
Kalemler tükettim, tükenmeyen hasretle,
ucundan dökülen aşkla,
umutla
çığlıklar,
belki de nefretle.
Her umuda avuc açtım
sen dilendim.
Aşktan harap bir dilenci şimdi yüreğim...
Her şeyi sana yazdım
seni de her şeye...
Hayallerimin paragraf başlarına,
umutlarımın parantez içlerine.
Kalemler tükettim tükenmeyen hasretle..
Her şeyi sana yazdımseni de herşeye
Binlerce kez okudum her gün
bir ilkokul defterinden.
Binlerce kez okudum
seçebilmek için seni
soru işaretlerinden
Seni ezberledim hergün
karmakarış yazılar içinden.
Sana da kendimi yazdım
bana ait harflerle,
farklı alfabelerle..
Herşeyi sana yazdım
Herşeye seni yazdım
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam,Seni tarif edemeyeceğimi biliyorum..
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam,
Seni tarif edemeyeceğimi biliyorum.
Ulaşılmaz oldun hep
Dokunmak,hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni
Kocaman bir yalnızlıktı payımıza düşen
Payıma düşen herşeyi erteledim
Ama erteleyemediğim birşey vardı sana benziyordum
Su olsan dokunduğumda bozulurdun
Bozulmayan birşeydin.
Gidilecek bir yer olsan sonu olurdu,
Sonu olmayan birşeydin.
Uykuda görülecek bir rüya olsan uyanırdım,
Beni rüyamdan uyandırmayan birşeydin.
Simsiyah saçlarım olsun istiyordum
Ama baktım değil...
Ogün seni gözlerinden,anafatmadan,üç ırmağın
Birleştiği yerinden öpeyim desem
Aklıma ırmaklar gelir...
Düşünki yılan dağından aşağı iniyoruz,
Ve dünyada sadece iki kişilik türkü kalmış
Onu söylüyoruz.
Öyle birşeysin sen
Seni düşündükçe yoruluyorum desem
Dünyanın en büyük yalanı olur
Yalanım yok....
Bugünden yarına ne kalır bilmem
Ama sen kalırsın,
Tıpkı yatağı değişmeyen bir ırmak gibi
Yaşadıklarımız azdı
Zamana sığmadık yaşamak isterken herşeyi..
Bugün şarkı söylüyorsam
Yarın şarkı değil,
Şarkı gibi seni yaşamak isterim..
Halkıma benziyordun
Bir yanın göç ,bir yanın toprak kokuyordu hep
Gezmediğm yerin kalmadı
Bazen yasaklandın bana
Bir suç gibi boynunda taşıdım seni
Yedi telli sazınla bile anlatamadım
Sen bir uçurum gülüydün
Ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm
Yasaların bile tanımlayamadığı birşeydin.
Haritalara sığmazdın
Her ülkede bir başka gülüyordun
Uzundun,inceydin,dokunduğumda,
Nereli olduğumu seninle hatırlardım
Bana hep kendimi hatırlatan birşeysin sen
Uzaksın,yakınsın,özlenensin ama bugün değil
Yarın gibi birşeysin sen
Bugün herşeyi değiştirmek için çabalarken
Sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda
Kabül ediyorum
Dünyaya bu kalsın ama sen bilme
Dünyada kaç iklim,kaç zulüm,kaç ölüm var
Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin
Bilme....
Bugün her ölümle biraz ölürken,
Seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden
Gecenin en karanlık yerindeyim
Bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık bile olsan
Yinede istiyorum seni
Sadece benim seni anladığım
Kimsenin unutmamak için defterde not düşmediği
Ama hayatımda hep bir dipnot olarak kalan
Kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni.
Dağları delmiyorum
İnmek istiyorum oralardan
Hepiniz gibi aynada saçlarımı taramak
Günaydın der gibi sokağa fırlamak
Ve şarkı söylemek istiyorum.
Adına aşk diyorlar,gelecek diyorlar
Bana yetmiyor.
Her şarkımda sana bir adım daha
Yaklaşmak istiyorum.
Bir başka dilden seviyorum seni
Kırmızıdan daha uzundur
Gelincikler gibi bir mevsim değil
Dört iklim köşe buçak.
Kim ne derse desin
Geri dönecek yerim yok
Bir kentin ortasında
Çığlık çığlığa bağırarak tek başıma kalsamda
Yinede seviyorum seni
Bu bir suç duyurusudur
Kendimi ihbar ediyorum.....
Seviyorum Seni...
Seviyorum seni...Uçsuz bucaksız bir nehir gibi sana akıyorum...Gülüşlerini gördükçe çağlıyor umutlarım...İçimdeki tüm acılar eriyor sanki....Uçurumun kenarında nefes alırken acıya inat sana tutunuyorum. Hayata sımsıkı sarılıyorum...Baharlar nedense daha güzel...Rengarenk herşey....Her cicekte senin güzelliğini temaşa ediyor gözlerim.....Karanlıklarda boğulurken şimdi yıldızlara gülümsüyor çocuksu yüzüm...Çünkü seni seviyorum ve seviliyorum.
Her gülüşünde içimde baharlar nazlı bir gelin gibi diziliyor gözbebeklerime..Sürgün yemiş turnalar bile gökyüzünde gökkuşağıyla dans ediyor.. Nisan yağmurları o kadar ıslatmıyor kirpiklerimi..Baktığım her yerde gözlerin canlanıyor...Bir an üşürsem hayallerine dalmak bile yetiyor....Gözlerinde bestelenmiş nazlı türkülerle yollara çıkıyorum..Katığım, ekmeğim sevgin oluyor..Sana koşuyor yüreğim....Her gece gözyaşlarınla ıslanmış yağmurla öpüşüyorum artık...Her kelebeğe seni anlatıyor, sahile vuran her dalganın yüreğine tatlı gülüşlerini tasvir ediyorum...Yokluğunda kanayan dudaklarımda gelincikler, beyaz düşen saçlarıma yıldızlar konaklıyor...Her nefesini bahar, her gülüşünü bir ömür biliyorum...Çünkü seni seviyorum ve seviliyorum.
Kelimeler anlamını yitiriyor.. Seni anlatmaktansa seni “sende “ yaşıyorum....Duvara sarılan sarmaşık gibi, karanlıklara örtülen bir ışık gibi bende sana sarılıyorum....Fırtınalar susuyor senin geçtiğin sahillerde...Ayazlar konaklamıyor avuç içlerimde...Artık şiirlerim hüzünde ıslanmıyor.. Doğan güneş daha güzel, doyasıya gülümsemek ve sevginde nefes almak güzel.....Ayrılığında tutulduğum hastalık bile geçti..Acılarım eriyor günden güne....Üşümüyor yüreğim..Titreyen ellerim artık kalem tutuyor..Her satırında mutluluklarla sana akıyor fakir cümlelerim....Artık cümle sonundaki süslü kafiyeler hayatı yada seni anlatıyor...Her gülüş “seni” andırıyor..Hayat seninle daha güzel oluyor...Çünkü seni seviyorum ve seviliyorum.
Kırık aynalar bile şarkılarda senin gözlerini anlatıyor.Hüzün yok artık...Bulutlar bile kulaklarıma nağmeler fısıldıyor..Yağmurun her düştüğü yerde bir çicek ekiliyor senin adına..Kırıyorum pas tutmuş zincirleri.. Kısır döngüler başımı ağrıtmıyor..Karanlıklar içinde benliğimi aramıyorum...Yokluğun yitik düşmüyor tozlu yollarda..Her duvarda bir gülüşün çizili..Her cümlenden sonra içimden “ seni seviyorum “ demek geliyor....Aldığın her nefeste daha çok gülümsüyor yüzüm....Zaman sevdaya akıyor....Artık hüznün çeşmelerinden ayrılıkları içmiyorum....Sen varsın....Bir nefes kadar yakınsın...Umutlarım yüreğime dolmuş ve bahar ise gözlerimde ..Karakış olsa bile ben gözlerinde yaşıyorum güneşli sabahları....Çünkü seni seviyorum ve seviliyorum......
Bana KaLbini Ver...
Bana kalbini ver...
Avuçlarımda tutacağım mayınların yerine...
Acele giden gece zamanlarında çarpacağım
bir duvar emniyetinde gülüşünü ver bana...
Düşerken dibe soluklanacağım ama asla tutmayacağım ellerini ver bana...
Tercüme edilmemiş öfkeler seyrelsin ömründe
Yüksek sesler alçakça dinlenir
Bana usul sessizliğini ver...
Lütuflar karşılık ve karışıklık için sunuluyor hayatın asil isimlerince
Adının anlamını ver bana...
Telaffuzunda özlemlerin dindiği adını ver bana...
Başkaları bu aşkı oyalamak için var olur
Ne kadar durdururlarsa nefesini, o kadar hızlanırlar
Bana kendini ver...
Her şeyden ayıkladığın kendini…
En iyi ölüm berbat bir yaşamın kıyısında bekler
Seninle gerçeklerin intizamlı duruşunda
Yalanlar yumağını çözmek için varım.
Bana gücünü ver...
Yaralar değil canı yakan
İzin tendeki çirkinliği ve merhemin kabadayı yardımseverliği
Yaralarını göster ve bana izlerini ver...
Günün bütün aynaları beni gösterdi aksinde
Baktıkça seni gördüm
Bana var oluşunun sırrını ver...
Günbatımlarında gözümün değdiği yerlere kurul
Senden olma güneşlere kamaşsın bakışım
Bana zamanını ver...
Atlardan daha hızlı koş oraya
Soluk soluğa kaldıkça koş
Yarını ertelediğim geçmişin geçmezliğine inat
Vaktinde yetişmek için bana
Bir kez olsun yok et geç kalışını ve durmadan koş oraya
Bana verdiklerinle bekliyorum seni
Düşsüz ve sonuna kadar gerçekli bir aşkın içinde
Kuşlara takılmasın ayakların.
Takatini zorla ve koş oraya
Kent soysuzlarının, aşk eşkıyalarının, gurur kırmak için hendek kazanların, Dokunuşun esrarından acizlerin, kontrol edilmeyen sevilerin,
İntiharla harlanmayan yaşamların olmadığı oraya koş.
AŞK,bir gün bir yerlerde beraber olabilme umuduyla yaşamaktır benim için sevgilim ..
Bir yaz güneşinden ödünç aldığım yüzünü görüyorum buradan,
yarım kalmış mutluklarla dolu olan yansıtan yüzünü.
Masmavi bir denize yaslanmış bir parkın köhne banklarında oturuyorum ve teninin kokusunu her
içime çekişimde kendi yalnızlığımın kokusunu duyuyorum, o keskin ve acı veren kokuyu.
Belki de bir tek seni bu kadar çok sevdiğim için korkuyorum karanlıkta
kalmaktan , ruhumun karanlığını aydınlatan yaz güneşi kadar
tatlı gözlerin ki ışığın bana arkasını dönmesinden .
Paraya en çok ihtiyacı olduğu bir zamanda hiç beklemediği bir anda
karşısına onun için çok değerli olan büyük bir elmas çıkan fakir bir köylü
bulduğunu kaybetmekten nasıl korkar ve onu bir an bile yanından ayırmak istemezse bende öyle korkuyorum seni kaybetmekten ve istemiyorum
beni bırakıp gitmeni.
Belki de sana bu kadar çok bağlandığım için korkuyorum
yalnız kalmaktan çünkü ben senin sıcaklığın eritinceye kadar hiç kıramamıştım o yalnız yaşadığım karanlık soğuk odanın duvarlarını ve biliyorum ki sen bana arkanı döndüğünde odamın içi yine soğumaya başlayacak ve ben yine duvarların arasında
terkedilmiş yalnızlığıma döneceğim.
Oturduğun bankta yüzünü görüyorum, ağaçların arasından
sızan mahçup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor.
İçimdeki resmin en güzel parçasısın sen biliyorum ki ancak sen gittiğinde yanacak o resim, sonsuza dek içimde taşımak istediğim acemi resim.
Kollarımda öyle masum uyuyorsun ki...
bu masumiyetin arkasında saklı olduğunu, içinde sana da yabancı olan o seni tanımayı o kadar çok isterdim ki...
Seni kıskandığımı hissediyorum, benden uzak olduğun o yerlerde biri sana benim baktığım gibi bakar diye korkuyorum
Ya da sen başkasına bana baktığın gibi bakarsın diye korkuyorum.
Belki de ben en çok bir gün seni kıskanmayı vazgeçmekten korkuyorum...
Senin hayalinle paylaştığım odamda ;
hayalin
bir hayal kırıklığı olsa da benim için,
beklemek hoşuma gidiyor seni bu sessiz ruhlar kabilesinde.
senin sesini duyduğumda dünyanın en şanslı
insanıymışım gibi hissediyorum kendimi; yüzünü görememenin tattırdığı
hasreti unutarak , kendimi aldatıyorum...
İşte karşımda duruyorsun fakir çocukların uçurtmalarında
yaşadığımız bu karanlık gecede.
Ağaçların arasında sızan mahcup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor. Yanımda olmasan da görüyorum seni bu gece . Belki yanımda olmasan da
seni görebildiğim için seviyorum seni böyle körü körüne bir tutkuyla.
Nedeni ne olursa olsun sen benim hayatıma sağanak yağmurlardan
sonra açan parlak bir güneş gibi girdiğinden beri AŞK,
bir gün bir yerlerde
beraber olabilme umuduyla yaşamaktır benim için sevgilim ..
Ne göz kıyar sana bakmaya,Ne ellerim dayanır sana dokunmaya ..
Ne göz kıyar sana bakmaya,
Ne ellerim dayanır sana dokunmaya,
Ne kollarım uzanır seni sarmaya
Hiç ömür yeter mi?
Bir sen daha bulmaya bitanesi...
Bir nasihat: Kendine dikkat et.
Bir rica: Sakın değisme!
Bir Dilek : Beni unutma.
Bir Yalan : Seni hiç sevmiyorum.
Bir Gercek : Seni çok özlüyorum.
Gecenin karanlığında, güneşin ışığında,
Suyun damlasında, selin coşkusunda
Kimi yanımdasın kimi rüyamda
Ama hep aklımdasın sakın unutma......
Biliyorum bugün kulakların bir başka çınlayacak, anlayacaksın seni yine nasıl andığımı, özlediğimi. Ellerin titreyecek, gözlerin yollarda kalacak, sende hissedeceksin yüreğimde neler hissettiğimi!
Bırakma beni sevdiğim gidişine dayanamam,
Hasret gözyaşlarımla kendimi avutamam…
Dönerim dersin ama kadere inanamam,
Bıraktığın anılarınla, ben sensiz yasayamam
Bakışlar vardır insani ömür boyu ağlatan.
Yollar vardır aşılması güç olan.
Kalpler vardır acılarla parçalanan.
Ve insanlar vardır hiç unutulmayan.
Sanma beni sevipte bırakanlardan.
Benim sevgim mezara kadar olandan
Bu mesajı silersen benden hoşlanıyorsun,
Silmezsen beni istiyorsun,
Cevap verirsen beni seviyorsun,
Vermezsen bensiz yapamıyorsun,
Hadi bakalım ne yapacaksın?
Senin kanadın olmak isterdim
Ben olmadan uçma diye
Senin baharın olmak isterdim
Ben olmadan açma diye
Benim için seni görmek suya benzer
Seninle yasamak ise nefes almaya
Susuz üç gün yaşarım ama nefes almadan asla
Sana ne demeliyim bilmiyorum,
Güneşim desem güneş batıyor,
Hayatım desem hayat kısa,
Gülüm desem oda soluyor,
Sana canım demeliyim.
Çünkü bu can seninle yaşıyor..
Sen bir pınarsın içilen ama kanılmayan, Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan, varlıgına doyulmayan, yokluğuna dayanılmayan..
Canımdaki her nefes nefesine eklensin, içimdeki her nefes hayalinle demlensin, bırak bu gönlüm varlığınla renklensin, sen benim gönlümde yaşadıkça özelsin!
Sen güllere özenme güller sana özensin.
Üzme tatli canini sen güllerdende güzelsin.
Sevgi kadar özgür Özgürlük kadar özelsin.
Bir gülsen dünyalara bedelsin.
Bir umut vardır hiç tükenmeyecek,
bir hasret vardır çekilmeyecek, birde ölüm vardır,
bir gün elbet gelecek ama sana olan sevgim ne ölecek ne de bitecek
Sevgilerin en güzeli seni sevmek
Özlemlerin en güzeli seni özlemek
Ve hayatin tadı sabah kalktığında senin var olduğunu bilmek
...Yanımda Olmasanda Sana Dokunamasamda Seninleyim...
Yanımda Olmasanda Sana Dokunamasamda Seninleyim.
Seni Düşünürken Sana Yazdım,
Seni Yazmalıyım Satırlarımda,
Gözlerin İçin Ayrılık İçin Aşkımız İçin.
Yağmur Yağmalı,
Denizde Deli Dalgalar Büyümeli
Esen Rüzgar Kokumu Sana Getirmeli,
Islanmalıyım Sırılsıklam Olmalıyım
Saçlarımdan Yüzüne Yağmur Akmalı,
Islak Gözlerİn Buğulu, Buğulu Sevgiyle Bakmalı
İlk Buluştuğumuz Gündek Gibi,
Dudaklarını Doyasıya Öpmeliyim
Gözlerin Gözlerimi Aramalı,
Hani Sevgiler Vardır Ya,
Hani İçten Bir Gülmek Öpmek Vardır Ya
Lekesiz, Tertemiz Saf Yalansız,
Hani Sevdiğine Sonsuza Kadar Güvenmek Vardır Ya,
Hani Konuşan Gözler Vardır Ya,
İşte Ondan İstiyorum Yeterki Sen Ver.
Senden İstiyorum,
Bir Yudum, Yada Bir Damla Olsada Yeter..